top of page

Zoopolis: Geçmişten Bugüne İstanbul'da Türler Arası İlişkiler

  • Yazarın fotoğrafı: hayvanatnetwork
    hayvanatnetwork
  • 19 Kas
  • 1 dakikada okunur

Hayvanât, 18 Kasım Salı günü Türk Amerikan İlmi Araştırmalar Derneği ve Koç Üniversitesi Anadolu Medeniyetleri Araştırma Merkezi ortaklığında “ZOOPOLİS: Geçmişten Bugüne İstanbul’da Türler Arası İlişkiler” başlıklı bir panel düzenledi.


ree

Emeritus Prof. Dr. Alan Duben’ın açılış konuşmasının ardından panel moderatörü Cihangir Gündoğdu (İstanbul Bilgi Üniversitesi Tarih Bölümü) söz aldı. Hayvanât ekibini temsilen konuşan Gündoğdu, bu panel vesilesiyle dinleyicileri İstanbul’u tarihsel olarak çok türlü bir kent olarak anlamaya davet etti. 


Koç Üniversitesi Tarih Bölümü’nden Can Nacar, Osmanlı İmparatorluğu’nun son döneminde İstanbul’a kesilmek üzere getirilen koyunların kentteki göçmen emeğinin bir başka türü olarak düşünülebileceğini ortaya koydu. Nacar, Kabataş iskelesinden Okmeydanı’ndaki hayvan pazarlarına ve oradan da Tophane’deki salhanelere götürülen koyun sürülerinin dönemin İstanbul trafiğinin önemli aktörlerinden olduğunu belirtti.

Boğaziçi Üniversitesi Atatürk Enstitüsü’nden Emir Küçük, Dersaadet Tramvay Şirketi’nin kullandığı atların şirketin hem sermayesi hem emek gücü olduğunu ortaya koydu ve tramvay atlarının ahırları, yemleri, hastalıkları ve dışkılarıyla İstanbul sokaklarının ayrılmaz parçaları olduğunu hatırlattı.

ree

Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’nden Özlem Güçlü, Serge Avedikian’ın Chienne d’histoire ve Histoire de chiens filmlerinden hareketle 1910 Hayırsızada katliamından bugüne İstanbul sokaklarında insanların ve köpeklerin kent yaşamını birlikte kurduklarının altını çizdi. Mine Yıldırım’ın “köpeksizleştirme” adını verdiği politikanın süreklilik taşıdığını vurgulayan Güçlü, bu politikanın kadın, LGBTİ+ ve köpekleri sokaklardan uzaklaştırıp şiddete karşı korumasız kıldığını belirtti ve birlikte yaşamanın ancak türler arası şefkat ve ihtimamla mümkün olacağını ifade etti.


Sunumlardan sonra panelistlere teşekkür eden moderatör Gündoğdu, kent tarihine şu ana dek türcü bir bakış açısının hakim olduğunun fark edildiğini aktarmakla birlikte, hayvan çalışmalarının kent tarihçiliğine yeni araştırma alanları açtığının altını çizdi. Panel soru-cevap bölümüyle devam etti.




bottom of page